Geleceğin Tıbbı Biorezonans
- 08.11.2023
- 0 Yorum
- Biorezonans
Biorezonans, klasik tıbbı tamamlayıcı bir terapi yöntemidir. Çin geleneksel tıbbının prensiplerine, kuantum tıbbının ve biotekniklerin yeni keşiflerine dayanarak geliştirilmiştir.
“Geleceğin tıbbı” ve “titreşim tıbbı” olarak tanımlanan bu yöntem, bilgisayar kontrollü frekans jeneratörleri kullanılarak “hastaya uygun titreşimlerin” verilmesi şeklinde uygulanır. Temelinde hücrelerin elektromanyetik bilgi alışverişi yatar. Bu yöntemle bedeni rahatsız eden etkenlerin, vücuda ait organ ve dokuların bozulmuş frekansları tespit edilerek, sağlıklı yani vücudun ihtiyacı olan frekanslar gönderilir.
Her maddenin kendine özgü belli bir titreşim örneği (frekansı) vardır. Hiçbir maddenin titreşim örneği bir başka maddenin titreşim örneğine benzemez. Doğadaki tüm maddeler gibi insan organizması da farklı elektromanyetik frekanslar yayar. Hücrelerin, dokuların ve organların özgün frekansları vardır ve bir arada kişinin genel frekans spektrumunu belirler. Bu frekanslar tıpkı parmak izi gibi her insanda farklıdır. Hatta aynı kişinin frekansı hasta olduğunda ve sağlıklı olduğunda birbirinden farklıdır.
Patolojik etkenlerin (virüs, bakteri, ağır metaller, alerjenler vs.) de kendilerine özgü frekansları vardır ve bu frekanslar vücuttaki hücrelerin birbirleriyle olan iletişimini bozar. Vücuttaki hücrelerin her birinde saniyede 2.000 ve üzeri kimyasal reaksiyon olmaktadır. Bu durum, çok etkin bir elektromanyetik kontrolün hücrelerin işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmeleri için gerekli olduğunu gösterir. Aksi halde ortaya çıkacak kaosun hastalıklara uygun bir zemin oluşturacağı açıktır.
Biorezonans, Hastalıkları Hem Tespit Eder Hem de Tedavi Eder
Vücuttaki patolojik etkenlerin ve frekanslarının tespiti ve tedavisi, biorezonans terapisi ile mümkün olmaktadır.
Biorezonans terapisinde önce vücut üzerinde baskı oluşturan etkenler araştırılır. Bunun için 6.400 maddenin taramasının yapıldığı biorezonansa özel test uygulanır; bu test, frekanslarla yapılan bir incelemedir.
Biorezonans cihazı, patolojik frekansları tespit ettikten sonra bu frekansların ters frekansını hastaya manyetik bir minder sayesinde uygular. Fiziksel kanunlara göre frekansın tersi uygulandığında titreşim sıfırlanmış olur. Biorezonans cihazı, her hastalık için başka bir frekans üzerinde çalışır. Saptanan ağır metaller, alerjiler, kimyasallar (zehirli madde), parazitler, enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları, yoğun elektro manyetik alanlar, yaşanan bölgenin coğrafi özelliklerinin kişide yarattığı olumsuz etkiler gibi baskılayıcı, zarar verici madde ve etkenlerin frekansları ortadan kaldırılır.
Hasta insanla sağlıklı insanın frekans yapıları birbirinden farklıdır. Çünkü virüs, bakteri, alerjen, toksin, amalgam, mantar gibi yabancı frekanslar vücudun titreşim ahengini bozar, hastalıklara neden olur. Negatif etki yapan bu frekansların biorezonans cihazıyla temizlenmesiyle birlikte hücrelerin bilgi alışverişi eski düzenli haline kavuşmakta, bünyeye zarar veren maddelerin yarattığı olumsuz frekanslar bertaraf edildiğinde de iyileşme sağlanmaktadır. Vücudun düzgün işleyen sisteminde hastalık oluşmaz. Biorezonansın vücuttaki sistemlerin üzerindeki stresi ortadan kaldırma özelliği sayesinde vücut hastalıklardan korunmuş olur.
Biorezonans, ilaç kullanılmayan, radyasyon ve mikrodalga tehlikesi olmayan bir terapi tekniğidir. Yan etkisi yoktur. Uygulama tamamen ağrısızdır ve kişiye özeldir. Her yaşta ve cinste insana uygulanabilir. Hatta tüm canlılara uygulamak mümkündür; hayvanlar ve bitkiler gibi.
Biorezonans Cihazı Nasıl Çalışır?
BICOM biorezonans cihazı, Hans Brugemann tarafından, biorezonans tedavisinin yaratıcısı Doktor Morell ile 1976’da başlattığı ortak bir çalışma sonunda 1987’de geliştirilmiştir.
Biorezonans cihazı ile uygulanan terapilerde amaç düzeni bozan frekansları saptayıp doğru titreşimlerine kavuşturmaktır. Terapi sırasında biorezonans cihazının elektrotları vücudun belli yerlerine yerleştirilir. Frekans düzenini bozan elektromanyetik frekanslar belirlenir ve cihaza transfer edilir. Cihazda bu frekanslar arındırılır ve vücuda geri verilir. Hastaya ait patolojik frekanslar biorezonans terapisiyle ters çevrilerek normalleştirildiği için bağışıklık sistemini bozan engeller kaldırılmış olur ve organizma sağlıklı çalışır hale gelir.
Bu şekilde biyolojik ve fiziksel frekanslar güçlendirilir. Biorezonans terapisi vücudun kendi kendini iyileştirici gücünü uyarır, savunma ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Böylelikle hastada iyileşme sağlanır.
Biorezonans terapileri hem akut hem de kronik hastalıklarda etkilidir. Vücudun savunma sistemini destekler ve vücudun kendi kendini iyileştirmesini sağlar. Bu terapiler kanser, HPV, Covid19 (koronavirüs), detoks, hormonal denge, bağırsak florası, sindirim sistemi, kas-iskelet sistemi, beyin fonksiyonlarının desteklenmesi, sinir sitemi, alerjiler, sigara bırakma (vb.) da etkili bir şekilde kullanılabilir.
Kronik hastalıklarda klasik tıp çaresizdir. Örneğin alerji tedavisinde sadece semptomları (örneğin, kaşıntı) bir müddet geçiştirmek için ilaçlar kullanılır. Uzun süren ve yüksek risk taşıyan tedavi metotları (immunoterapi) istenilen neticeyi çok az bir oranda gösterir.
Kronik ve akut alerjilerin (egzama, saman nezlesi, alerjik bronşit, alerjik astım, alerjik konjüktivit, kontakt dermatit, alerjik cilt lezyonları, ürtiker) tespiti ve tedavisinde biorezonansın başarı oranı oldukça yüksektir. Biorezonans testi, bilinen alerjiler kadar gizli alerjileri de ortaya çıkarmakta ve tedavi edebilmektedir. İyileştirilememiş kronik bazı hastalıkların asıl nedeninin “saptanamamış bir alerji” olduğunu ortaya çıkarması da biorezonansın en mutlu edici özelliklerinden biridir.
Biorezonans ağrıya yol açan problemlerin iyileşmesini hızlandırır. Baş ağrıları ve migren, ağrılı eklem hastalıkları, kireçlenmeler, bel ve boyun fıtığı-kireçlenmeleri gibi ağrılı omurga sorunları, spor yaralanmaları ve burkulmaları, ağrılı adet, ağrılı romatizmal hastalıklar, ameliyatlar sonrasında geçmeyen ağrılar ve nedeni anlaşılamamış ağrılar biorezonans terapileriyle iyileştirilebilir. Vücuttaki ağrı bölgesinden algılanan frekanslar normalden farklı olduğu için biorezonans yöntemiyle bu frekansların temizlenmesi ağrıyı ortadan kaldırır. Travmaya bağlı ağrılarda biorezonansın etkisi çarpıcıdır. Kronik ağrılarda ise ağrının geçirilmesi sistemin bir bütün olarak ele alınmasını ve sistemin üzerindeki yükün temizlenmesini gerektirir. Sonuçlar bünyenin ne kadar etkilenmiş olduğuna göre değişir. Biorezonansın çocuklar üzerindeki etkisi her zaman daha güçlüdür.
Kronik hastalıkların tedavisinde detoksifikasyonla birlikte lenf sisteminin ve karaciğerin uyarılması genel kuraldır. Biorezonans karaciğeri uyararak toksinlerin atılımını, böbrek ve lenfleri uyararak böbreklerin ve lenf sisteminin temizlenmesini sağlar. Bağışıklığın güçlendirilmesi, genel sağlık durumunun iyileştirilmesi ve detoks için biorezonans terapisi alan bilinçli hasta sayısındaki artış, “biorezonansın geleceğin tıbbi olduğu” savını kuvvetlendirmektedir.
Biorezonans Tedavisine Başlarken Bilmeniz Gerekenler
Biorezonans tedavinize başlarken doktorunuza biorezonans testinizle birlikte değerlendirebilmesi için yakın tarihli kan tahlili, alerji testi, MR ve röntgenlerinizi de götürünüz.
Bünyenizin ve rahatsızlıklarınızın bir bütün olarak değerlendirilmesi ile “size özel” hazırlanan beslenme listesine ve tedavi programına harfiyen uyunuz. Sadece sizin bilgilerinizle hazırlanmış “size özel” tedavi programınızı başka hastalarınkiyle karşılaştırmayınız, başkasına tavsiye etmeyiniz.
Erişkinler biorezonans tedavileri boyunca günde en az 2 litre az mineralli su içmelidir.
İçeceğiniz su miktarını kilonuz belirleyecektir:
İçilecek su miktarı kilo başına 40 ml olacak şekilde hesaplanmalıdır. (Örneğin 80 kg iseniz içeceğiniz günlük su miktarı 3,2 litredir.)
Çocuklarda içilmesi gereken günlük su miktarı ise şöyle hesaplanır:
- 1-6 yaş arasında kilo başı 90-65 ml’dir. (Örneğin 5 yaşında 25 kg bir çocuk günde 1,5 litre su içmelidir.)
- 7-10 yaş arasında bu rakam 65-55 ml’dir. (Örneğin 9 yaşında 45 kg bir çocuk günde 2,2 litre su içmelidir.)
- 11-18 yaş aralığında ise 50-40 ml’dir. (Örneğin 12 yaşında 55 kg bir çocuk günde 2,7 litre su içmelidir.)
Tedavinin ilk gününden itibaren bir günlük tutmanızda yarar vardır. Başlangıçtaki şikayetlerinizin hepsini tek tek yazınız. Terapi ve rejimlerle birlikte yaşadığınız değişimi ve gelişmeleri takip ederek günlüğünüze not ediniz ve doktorunuzla paylaşınız.
- Biorezonans seansının 6 saat öncesi ve sonrasında kahve ve alkol içmeyiniz.
- Vücudunuza yapıştırılan ve tedavisi süren uygulamaya özel “çip”leri önerilen süreler içinde vücudunuzda tutunuz.
- Evde hayvan besliyorsanız doktorunuzu bilgilendirmeyi unutmayınız.
- Eviniz ya da işyerinizde temas halinde olduğunuz kimyasalları doktorunuza belirtiniz.
- Terapi seanslarınızı aksatmayınız.
Bu kurallara uyduğunuzda biorezonans terapinizin süresi kısalacak ve başarısı artacaktır.
Tedavi yaptıracağınız merkezin bir tıp doktoru kontrolünde olup olmadığını, biorezonans cihazının Sağlık Bakanlığı onaylı olup olmadığını kontrol ediniz.
Op. Dr. Hasan İlkehan, biorezonans uygulamalarını BICOM 2000 cihazıyla yapmaktadır. “Tıbbi Cihaz II A” kategorisindeki BICOM 2000 biorezonans cihazı, EWG 93/42, EN ISO 9001:2000 ve CE sertifikalıdır. Ulusal Tıbbi Cihaz ve İlaç Bankası UBB’ye kayıtlı ve Sağlık Bakanlığı onaylı bir tıbbi cihazdır.
Yorum Yazın